benmari usülü küresel ısınma

28/06/2009 at 21:45 (günlüğümsü)

dolu yağmış günlük, dolu dolu yağan başka şeyler de oldu bugün. hava da sıkıntılıydı zaten. hem de nemliydi çok, sıkıldım. kokusunu arıtamadım bir şeylerin bugün, yüzdüm çok ama çıkmadı. küçük, yumruğum kadar bir şeyler vardı bahiste. dinler gibi yaptım, duymadım.

odama baktım bugün. ne de özeldi… 10 metrekareye iki yıldır bir hayat sığdırmışım ben. gidiyor olmak ilk kez bugün koydu. eşyalar toparlanır, vedalaşılır, uçulur… işte hepsi bu.

benden ne olur hiç bilmiyorum. mavi pitikare desenli tabağım boş, dolar mı dolmaz mı bilmem.

uçmak güzel şeydir herhalde. göreceğiz, meraklıyım. sıkıntımın tek nedeni şu kadim dostum, atlatsam, kurtulsam. çikolatalara doyasım var ama üşengeçliğim daha ağır basıyor.

bir işin olacağına emin olan ve çok heveslenen birine aslında olamayacağı nasıl söylenir ki? söylesen bir dert söylemesen başka. hiç istemiyorum söylemeyi ama günden güne daha fazla heveslendiğini görmek içime dert oluyor. hangisi daha çok üzer bilemiyorum, susup kalıyorum. beceriksizim.

“sen zehri şeker, şekeri zehrediyorsun. etme.”

öperli, severli,

senin,

kedi.

xxx

Kalıcı Bağlantı Yorum Yapın

karpuz kabuğu denize düşeli çok oldu

23/06/2009 at 15:47 (günlüğümsü)

sonunda eğitim aşkıyla yanıp tutuşan okulum tatile girdi günlük. bir an artık hiç bitmeyecekmiş gibi hissetmeye başlamıştım. haziran bitti, okul ancak… onlarca ödev, sınav, ders geride kaldı. bu sene de böylece tarihin tozlu sayfalarında yerini almış oldu, darısı önümüzdeki dönemlere diyorum, oh. tatile gitsem deniz suyuyla haşır neşir olsam artık..

planını yapamadığım, önümü göremediğim zamanlar tedirgin olurum ya hep, yine bir tedirginlik var üstümde. aynen iki yıl önce olduğu gibi. “ne yapsam?”larla dönen bir ton düşünce var kafamda. kızsam da buna, garantici insanım ben, evet.

gideceğim nerdeyse kesinleşti, merak ediyorum başıma daha neler gelecek. korku değil de heyecan bu. korkmam zaten böyle şeylerden, heyecanlanırım sadece.

son ödevimi teslim etmek için bastırdığım kağıt, elimi kesti, fena yakıyor. bu da sonuncunun hatırası olsun dedim. şimdi çok önemli birkaç işim kaldı. sonrasında masalım başka şehirlerde yazılmaya devam edecek. tabii eğer…

“İstemem ben hiç adım unutulsun
Resmim tozlu raflara konsun
Arayan beni masallarda bulsun
Daha parlayabilirdim söndüm
Daha oynayabilirdim döndüm
Daha toplayabilirdim böldüm
Masalımı da gördüm”

öperli, severli.

senin,

kedi,

xxx

Kalıcı Bağlantı Yorum Yapın

un di feliçe

07/06/2009 at 22:14 (yazımsı)

çocuk oldum, büyük oldum. kendimi katladım, çarptım, böldüm. pis, ıslak bir fare olmalıydım şimdi burnundan soluyan. karanlıkta leş gibi bir sıcakla baş başaydım. her yerimde büyüyordu pislik. korkmuyordum kendimden ya umursamıyordum da.

nefret ettim, sevdim.

önümü görmüyordum, nereye koyacağımı bilemediğim ellerim çarpıyordu oraya buraya. morluklarım yeşermeden daha, kuruyamadan bile daha, dondum. emel ısıtmaya çalıştıkça ben donuyordum. ben zelal’i bekledikçe şakir engeller koyuyordu. iki gün sonra özgür olacaktım.

truman show kafasından kurtulacaktım..

Kalıcı Bağlantı Yorum Yapın