bi’yer var mı bildiğin?

19/04/2009 at 00:31 (günlüğümsü)

az önce düşündüm de, kendimi kötü hissettiğimde gittiğim bir yer var mı diye, bulamadım günlük. kendimi kötü hissetmediğimden değil bu elbet. kendimi zaman zaman kötü hissettiğim oluyor tabii. ama özel bir yer yok bak düşünüyorum da, cidden…

yeni bir insana açığım şu an, inanıyorum bu sımsıkı bir dostluk olur. sahip olduğum tüm yalandan insanlara inat hızla gelip yaklaşıyor yanıma kocaman gülümsemesiyle. hissediyorum bu da az bulunur dostluklardan biri olacak. bir tarafta ise tüm yalandan insanlar. sırtımı çevirdiğimde onlara yüzüme güneş vuruyor, şarap içip güzel müzikler dinleme günü planlıyoruz ya, artık olur bu iş. ne güzel…

daha küçüğüm belki, daha toyum evet. belki bunun verdiği pervasızlık, onun cesareti içimdeki belki bilemiyorum ama, gelen günler güzel şeyler getirecek… insanları bazen hayat büyük sınavlara sokar, sürter burnunu… çizikleri kalır ya, iyileşir sonra. diyorum ki bu bana iyi gelecek. gelen günler tüm boktanlığa rağmen güzel şeyler getirecek.

bu senem sınavlarla geçiyor. her bir sınav yeni bir kapı açıyor ömrümde, yeni bir dönüm noktasına getiriyor beni. ben ne yapıyorum? sinyalimi verip, virajı sağlam alıp yoluma devam ediyorum.

küçük adımlarla büyük yollar katettim bu yıl, daha da devam ediyorum. önümdeki günleri merakla bekliyorum. yeni başlıyor hayat şimdi, ya da yeniden… her halükarda huzurluyum, mutluyum. ben oldum, tam oldum, bir oldum artık. hayatımı seviyorum tüm pürüzlerine rağmen, onlar olmasa bilemezdim anlamını. keyifli, neşeli, tasasız çıkarıyorum hayatın tadını 😉

öperli, severli

senin,

kedi

xxx

Kalıcı Bağlantı Yorum Yapın

grup sevmiyorum

02/04/2009 at 09:37 (günlüğümsü)

hayatımda kalabalık olmasından hoşlanmıyorum günlük. fazla insan sıkıyor beni. üstelik fazlalık olduklarında daha da sıkılıyorum. herkesle biraz biraz konuşup görüşüyor, çekiliyorum kenara. ısrarcı olanlardan kaçıyorum bile isteye. çok insandan bir hayır görmedim ki ben, hep zarar, hep zayiat. ne gerek var? hele arkadaş grubu denen şey, hiç bana göre bir şey değil. sıkılıyorum öyle ortamlarda ben. önümdeki cafe menüsüyle, bilemedin telefonla filan uğraşıyorum o zaman. menüdeki harfleri saymak bile daha eğlenceli geliyor.

bir de bu yaşta bildiğin küsen, trip yapan insanlar var hala günlük. sanki mecburmuşum gibi. ben istiyorum ki canım ne zaman isterse o zaman konuşayım, bir şeyler paylaşayım, kalan zamanımı canım nasıl isterse o şekilde değerlendireyim. ama bunu ben belirleyeyim. bunu istediğim için soğuk insan damgası yemek beni bir anda ortaokul zamanlarıma döndürüyor ama. bu durumda dostum dediğim iki insanın da benden farklı şehirlerde olması hiç de tesadüfmüş gibi durmuyor. herkes memnun, herkesin kafası rahat oh.

ne kadar gereksiz insan varsa sileyim atayım istiyorum hayatımdan günlük. hazır bahar da gelmişken bir bahar temizliği ne kadar iyi olurdu. az kaldı deyip sabrediyorum. şu meşhur ait olamama hissi bende de mevcut lakin ben bundan aksine memnunum.

artık akşam geç çöküyor ya günüme, içim bir hoş oluyor. bir de ıhlamur ağaçları çiçeklense de ortalık mis gibi koksa artık. buna da az kaldı diyorum, mutlu oluyorum negzel.

uzaklar iyi gelecek bana ama. uzaklar iyidir, uzaklar ısıtır. halbuki arkadaşlar da iyidir ama o kadar da değil..

Kalıcı Bağlantı 3 Yorum