yaz. bitsin.

09/09/2013 at 21:59 (yazımsı)

ılık sonbaharların neşesini içine çekip uyur uyanık bir huzurla bakmak vardı dünyaya. oysa huzur denen şey her zaman içinden geldiği kadar elinden gelmiyor işte insanın. ya sen? kupa dokuzlusu için eylüle yazılan kırmızı güzellemelerin inceden ah ettiğini mi duydun? temmuzda kara sineklerin konduğu yediler mi dindiriyor şimdi vicdan azabını? tam altı asır önce bugün içimden söyleyip durduğum her şey aklımda halbuki, şu an bile. çünkü ben hep maça oldum. kararmış kalbini acısı dinsin diye daha büyük bir acıyla sulayan… cesurca ters çevirip tam ortasına gözünü kırpmadan kılıcını sokan… kırmızının sıcak ve güvenli kolları şöyle dursun, siyahın bilinmezliğinde dolaşan…

ya sen diyorum? bir an yanılıp yakama bakışını taktığında güneş yanıklarının acısını nasıl hafifleteceğini de hatırlar mıydın? hepsi ışıltısını yitirip silikleşmişse de uyuşarak, yüzünü güneşe döndüğünde (zamanı geldi) parıltısını nasıl da tekrarlıyor hatırlayabilirdin. gerçekti, yediydi ve dokuzdu. şimdiyse üzerinde sineklerin uçuştuğu kokuşmuş ve kurumuş -yeterince karanlık bile olmayan- koca bir bataklık. sen.. kıpkırmızıydın sen orda ve kan içindeydin (gerçekten öyle miydin?). eylülün dokuzu kasıma az kaldı dedirtirdi, göz açıp kapayana kadar geçerdi hani? rüyaydı, yediydi ve dokuzdu, sekizi ise hiç sevmedim.

maça. 9.9.

Kalıcı Bağlantı Yorum Yapın